Son dönemde ABD’de yaşanan olaylar arasında, Tesla araçlarına yönelik saldırılar özellikle dikkat çekiyor. Demokrat seçmenlerin yoğun olduğu bölgelerde, Tesla mağazalarına ve araçlarına yönelik şiddet eylemleri yaşanıyor. Bu durum, bireysel öfke patlamalarının ötesine geçerek organize bir hareket niteliği kazanmış durumda.
Donald Trump’ın seçim zaferi sonrası yaşanan siyasi gerilim, Tesla araçlarını hedef alan saldırılarla yeni bir boyut kazandı. Demokrat seçmenlerin, Trump’a destek verdiği bilinen Elon Musk’ın ürettiği Tesla araçlarına yönelik eylemleri, mağaza yangınları ve araçlara zarar verme gibi olaylarla gündeme geldi. Bazı bölgelerde Tesla sürücülerine fiziksel saldırılar düzenlendiği ve araçların baltalarla parçalandığı bildiriliyor.
Bu olayların organize bir yapıya dönüşmesi üzerine FBI, saldırıları planlayan ve gerçekleştiren kişileri tespit etmek için özel bir ekip kurdu. Ancak ABD yasalarına göre, ülke içindeki yerel gruplar için “terörist” tanımı bulunmuyor. Bu nedenle saldırganlar şimdilik terörist olarak nitelendirilmiyor. Yine de yapılan eylemlerin, terörizmin tanımına uyduğu yönünde görüşler mevcut.
“İç terör” tartışmaları
Donald Trump’ın başkanlığı döneminde gündeme gelen “iç terör” kavramı, bu tür olaylar nedeniyle yeniden tartışılmaya başlandı. Trump’ın bu kavramı tanımlayarak, ABD içindeki şiddet eylemlerini terör kapsamına alabileceği konuşuluyor. Böyle bir adım, saldırıları gerçekleştiren grupların daha ağır hukuki yaptırımlarla karşılaşmasına yol açabilir.
Tesla araçlarına yönelik saldırılar, ABD’deki siyasi kutuplaşmanın ne kadar derinleştiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Demokrat seçmenlerin bu tür eylemlerle gündeme gelmesi, ülkedeki siyasi ve toplumsal gerilimi artırıyor. FBI’ın yürüttüğü soruşturmanın sonuçları ve bu olayların hukuki boyutunun nasıl şekilleneceği ise merakla bekleniyor.
