CHP’li Nazlıaka, memurlara ‘müjde’ gibi sunulanların perde arkasını anlattı

“`html

AKP’nin Aile Yılı’nda Kadın Cinayetleri ve Yeni Düzenlemeler

Adalet arayışının giderek daha çok öne çıktığı bu günlerde, AKP’nin “Aile Yılı” ile ilgili vaatleri devam ediyor. Ancak bu dönem zarfında, en az 281 kadın hayatını kaybetti; bunların 145’i ise şüpheli cinayetler olarak kaydedildi. Alınan koruma ve uzaklaştırma kararları, ne yazık ki, sonuçsuz kaldı.

Yardım talep eden kadınlarımız, devletin yeterli koruması altında, saldırganlar tarafından katledildi.

Şiddet uygulayanlar, sokaklarda rahatça dolaşırken, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi dikkat çekiyor. Medeni Kanun’un yenileneceği belirtiliyor ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kanunu’na karşı olanlar Meclis’te daha da güçlendi.

Yaşanan bir cinayet, toplumda büyük bir infial yarattı: Ayşe Tokyaz’ın ölümü hâlâ tazeyken, cinayetinin detayları endişe verici. Ayşe, bir cani tarafından kaçırılıp, tehdit edilerek ve defalarca darp edilerek öldürüldü. İkiz kardeşi Esra, defalarca polisi bilgilendirdi, ama cevap alamadı; “duygu sömürüsü yapma!” diyerek kapı dışarı edildi. Cani, Esra’ya “Verdiğin ifadeyi okudum” dedi. Bu bilgi ona nasıl ulaştı?

Peki, tüm bu şikayetler ve çabalar neye sebep oldu?

Ayşe’nin cansız bedeni bir valize konuldu. Evet, bir valize! O valiz sokakta bir yere bırakıldı. Cinayet sonrası ev aceleyle temizlendi, kan izleri kapatıldı ve taksi şoförüne yüksek bir miktarda rüşvet teklif edildi.

Toplumun baskısı sonucunda, Cemil Koç ve 8 kişi tutuklandı. Oğuz K., “Valizde ceset olduğunu bilmiyordum” dedi. Ancak, Oğuz K.’nın Cemil Koç’un valizi evden çıkarmasına yardım ettiği de ortaya çıktı.

Bu yaşananlar, bir korku filmi değil; yaşamımızın karanlık yüzü!

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa olsaydı, kadın katilleri cezasız kalmasaydı, bugün Ayşe aramızda olabilirdi.

Geçtiğimiz günlerde Hatay İl Başkan Yardımcımız Aydan Koyuncu ile birlikte Ayşe’nin ailesiyle bir araya geldim. Acılı ailenin tek isteği; “Kızımızın kanı yerde kalmasın. Adalet yerini bulsun.” dediler. Bu konuda konuyla ilgili görüşmeler yaptık. Ancak gizlilik kararı nedeniyle detay veremiyorum. Ama şunu söyleyebilirim ki, durum bir vahşet!

Buradan söz veriyoruz: Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu davanın takipçisi olacağız. Ayrıca Cemil Koç’un dahil olduğu başka bir dosyayı da yakından takip edeceğiz.

İlgili dosyalara göz attığınızda, çoğu şüpheli ölüm vakasında genç kadınların yüksekten düştüğü görülüyor. Peki, neden hiç erkekler bu duruma düşmüyor? Bu trajediler neden yalnızca kadınların başına geliyor?

Sevgili basın mensupları,

Ülkemiz acılar içinde kıvranırken, bu durumu görmezden gelenler yeni bir “müjde” verdiler. Neymiş? Memurlar, doğumdan veya evlat edinmeden sonra çocukları ilköğretim çağlarına gelene kadar yarı zamanlı çalışabilecekmiş!

Bu düzenlemeyle amaç, kadınları toplumsal yaşamdan ve iş gücünden uzaklaştırmaktır. Kadınların üzerindeki bakım yükünü daha da artırmak, onları evin içine hapsetmektir.

Bu yeni yönetmelik, kadınların iş hayatında karşılaştığı cinsiyet ayrımcılığını derinleştirecek. Yarı zamanlı çalışma, aslında sosyal eşitsizlikleri artıran bir düzenlemedir. Çünkü Türkiye’de, çocuk bakımı hep kadınların sorumluluğu olarak görülmektedir. Sonuç olarak, yarı zamanlı çalışanların çoğu kadınlar olacak ve bu durum onların ekonomik bağımsızlıklarını tehlikeye atacaktır.

Kimse bizden susmamızı beklemesin. İktidar, kadınları bir ikilem ile karşı karşıya bırakıyor: “Ya çocuk ya kariyer” diyor.

Biz kadınlar, çocuklarımıza güvenli bir ortam sunmak ve iş hayatında eşit fırsatlara sahip olmak istiyoruz. Çocuk bakımını yalnızca kadınların sorumluluğuna yükleyen bu politikayı kabul etmiyoruz.

Sayın basın mensupları,

Yarı zamanlı çalışma, kademe ve derece ilerlemesi açısından tam süre olarak değerlendirilmediği için emeklilik ve terfi süreçleri olumsuz etkilenecek. Ekonomik baskı altında çalışan kadınlar, mesleki gelişim olanaklarından mahrum kalacak.

Yeterli gelmeyen bir uygulama da, yarı zamanlı çalışan kadınların süt izni hakkının iptal edilmesidir. Kazanılmış haklarımız bir bir elimizden alınıyor ve buna dur demek zorundayız.

Ayrıca, yarı zamanlı çalışan memurların maaş ve sosyal hakları da yarı yarıya düşecek. Bu, ekonomiyi daha da zorlaştıracak bir durum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, bu uygulamadan 20-30 bin memurun yararlanacağını söylese de, bu kişilerin yoksulluk sınırının altında yaşadığını göz ardı ettikleri ortada!

Örneğin; 50 bin 503 TL maaş alan bir memur, yarı zamanlı çalıştığında yalnızca 25 bin 250 TL alacak. Bu maaşla nasıl geçinilecek? Ülkemizde bireysel borç yükü 799 milyar TL’ye ulaştı. Kişi başına ortalama 54 bin lira borç var.

Sonuç olarak: Yarım hak, tam yük!

Sevgili basın mensupları,

Kamu kurumlarında kreş imkanı, yok denecek kadar az. 1987’de çıkarılan yönetmelik gereği, 50 çocuk olursa kreş açmak zorunlu. Ancak kamu kreşleri sayısı, kemer sıkma politikaları nedeniyle giderek azaldı. 2008’de 497 olan kamu kreşlerinin sayısı, 2016’da sadece 56’ya düştü.

Güncel verilere ulaşmamız zor, çünkü rakamlar gizleniyor. Ancak Büro Emekçileri Sendikası’nın araştırmasına göre, kamu çalışanlarının çoğu çocuk bakım hizmetlerine erişimde sıkıntılar çekiyor. Araştırmaya katılanların %99,2’sinin çalıştığı kurumda kreş yok!

Çocuk bakımına dair taleplerin, yıllardır görmezden gelindiğini biliyoruz. Kadınlar ya özel kreşlere para ödeyerek ya da evde kalmayı tercih etmek zorunda kalıyor.

Sonuç olarak, 2025’te “Aile Yılı” ilan edilen bu sistemi, kadınları iş gücünden dışlayacak bir sürecin parçası olarak değerlendiriyoruz. Bu bir “müjde” değil, aksine geriye gidişin bir göstergesidir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak önerimiz; her mahalleye ücretsiz ve nitelikli kreşler açmak, kadınların bakım yükünü hafifletmek ve çocuk bakımını ortak bir sorumluluk olarak görmek üzerine kurulu.

  • Bakım emeğini kamusallaştırın.
  • Doğum iznini artırın.
  • Kadınların görüşlerini alın.
  • Toplu İş Sözleşmelerinde kadınları temsil edin.

Yeniden vurgulamak isterim ki; bu düzenleme, toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışından uzak. Kadınları ev içine hapseden ve onları değersizleştiren bir yapı mevcut.

Unutulmamalıdır ki, aileyi yalnızca kadın emeğine dayandırmak, kadınları yalnızlaştırır ve çocukları nitelikli bakımdan mahrum bırakır. Güçlü bir aile, sağlıklı bireylerle mümkündür. Devletin asli görevi, bu yükü bireylerin sırtına yıkmak değil, sosyal hizmetleri güçlendirmektir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu düzenlemeyi sosyal devletin bir parçası değil, toplumsal mühendislik örneği olarak değerlendiriyoruz.

Aile içinde kadınları görünmez kılan ve sosyal güvencelerini elinden alan anlayışı reddediyoruz.

Biz; eşit, özgür ve onurlu bireylerden oluşan bir toplumun savunucusuyuz. Kadın-erkek eşitliğini temel alan bir aile politikası için mücadelenizi sürdüreceğiz.

Bu yönetmelik ile yine kadınların görüşü alınmadan hareket edildi. Her zaman olduğu gibi; ben konuştum, oldu mantığıyla. Kadınlar yalnızca çocuk doğurmak ve büyütmek için değil; topluma değer katmak, yönetmek ve dönüştürmek için vardır. Kadınlar vardır, kadınlar her yerde!

Saygılarımla

“`

Related Posts

Fatih Altaylı: ‘Erdoğan o masayı devirdiğinde Bakırhan’ın yüzünü görmek isterim’

Gazeteci Fatih Altaylı, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın CHP ve İmamoğlu’na yönelik eleştirilerine yanıt verdi.

Ceyhan’da Motosiklet Kazası: Bir Kişi Hayatını Kaybetti

Adana’nın Ceyhan ilçesinde ciple çarpışan motosiklet sürücüsü yaşamını yitirdi.

Sema Silkin Ün: Kıbrıs Türkü’nün Haklı Davasının Yanındayız

Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. yıldönümünde yayımladığı mesajda, Kıbrıs Türkü’nün haklı davasının yanında olduklarını vurguladı. Ün, 20 Temmuz’un Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne sahip çıktığı bir gün olduğunu belirterek, bu mücadeledeki kahramanları minnetle andı.

Wipha Tayfunu, Hong Kong’u ve Çin’i vurdu

Hong Kong’da etkili olan Wipha Tayfunu 26 kişi yaralanmasına, 471 ağacın devrilmesine neden olduktan sonra Çin’e doğru ilerleyerek Guangdong eyaletini de etkisi altına aldı. Hong Kong’u vurduktan sonra Çin’de de etkili olan Wipha Tayfunu, hayatı …

Kütahya’da Okçuluk Şampiyonası Tamamlandı

Minikler ve Yıldızlar Türkiye Şampiyonası’nda ödüller sahiplerini buldu, dostluk pekişti.

Kerem Aktürkoğlu’nun Süper Lig’e dönmek için tek şartı var

Benfica’dan ayrılmaya sıcak bakan Kerem Aktürkoğlu’nun ilk hedefi 5 büyük ligden birinde forma giymek. Yıldız isim, bu liglerden teklif alamaması durumunda Süper Lig’e geri dönecek.